Herşeyi Burada Paylaşacaz.

Sitemize Hoş Geldiniz

Join the forum, it's quick and easy

Herşeyi Burada Paylaşacaz.

Sitemize Hoş Geldiniz

Herşeyi Burada Paylaşacaz.

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Herşeyi Burada Paylaşacaz.

Arkadaşlar Bu Site Bütün Konuları Barındıran Bir Sitedir.


    ****** Biyografisi

    Admin
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 211
    Rep Gücü : 8625
    Rep Puanı : 7000
    Kayıt tarihi : 03/09/09

    Atatürk Biyografisi Empty ****** Biyografisi

    Mesaj tarafından Admin Paz Eyl. 06 2009, 05:09

    Mustafa Kemal ****** (1881-1938) "Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.
    "İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal... İkinci Mustafa Kemal, onu "ben" kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!"
    1881
    Gümrük kolcusu Ali Rıza Bey ile Zübeyde Hanım'ın oğlu olarak Selânik'te Kocakasım Mahallesi, Islâhhâne Caddesi'ndeki üç katlı pembe evde doğdu.
    1893
    Mustafa Selanik'teki Askeri Hazırlık Okuluna başlar ve burada öğretmeni tarafından kendisine ikinci ismi "Kemal" verilir.
    1895
    Mustafa Kemal Manastırdaki Askeri Liseye (Askeri Rüştiye) başlar.
    1899
    Mustafa Kemal İstanbul'da Harbiye'nin hazırlık sınıfına başlar.
    1902
    Mustafa Kemal Harbiye'den mezun olur ve buradan sonra Harp Akademisine (Erkan-ı Harbiye) devam eder.
    11 Ocak 1905
    Mustafa Kemal Harp Akademisinden Kurmay Yüzbaşı olarak mezun olur ve Şam'da bulunan Beşinci Orduda görev almak üzere Şam'a gönderilir.
    Ekim 1906
    Mustafa Kemal ve arkadaşları Şam'da "Vatan ve Hürriyet" adıyla gizli bir dernek kurarlar.
    1907
    Askeri rütbesi kolağası olur ve yine aynı yıl içinde görevi Makedonya'daki 3. Orduya tayin edilir ve Selanik'e gönderilir, Cemiyetinin Merkezi Selanik'te İttihat ve Terakki Cemiyeti ile birleşir
    23 Temmuz 1908
    Yukarıdaki gizli ve siyasi faaliyetlerinin sonucu 2. Meşrutiyetin, padişah Abdulhamit'e kabul ve ilan ettirilmesi
    13 Nisan 1909
    İstibdat taraftarları yeni rejime karşı ayaklanır, Rumeli'den bunları bastırmak için yola çıkan Hareket Ordusunun Kurmay Yüzbaşkanlığına deruhte etmesi ve bu ayaklanmada önemli bastırıcı rol oynar
    1911
    Trablusgarb savaşına iştirak eder ve oradaki kuvvetlerimizin Kurmaylığını üzerine alır. Bu arada rütbesi binbaşılığa yükseltilir.
    13 Eylül 1911
    Mustafa Kemal İstanbul'daki Genel Kurmaya tayin edilir.
    9 Ocak 1912
    Mustafa Kemal Libya'daki Tobruk taarruzunu başarılı bir şekilde yönetir.
    24 Ekim 1912
    Balkan Savaşının başlaması üzerine İstanbul'a döner ve Bolayır'da toplanmış olan kuvvetlerimizin hareket şubesi müdürlüğüne tayin edilir
    25 Kasım 1912
    Mustafa Kemal Hareket Başkanı olarak Akdeniz Boğazları özel Kuvvetlerine atanır.
    27 Ekim 1913
    Mustafa Kemal Sofya'ya Askeri Ataşe olarak atanır.
    2 Şubat 1915
    Tekirdağ'da kurulması kararlaştırılan yeni bir tümenin komutanlığına tayin edilir. Onun teşkil ettiği ve 19. Tümen adını alan bu tümen Çanakkale savaşlarında parlak başarılar göstermiştir
    25 Nisan 1915
    İttifak Devletleri Arıburnuna çıkarma yaparlar ve Mustafa Kemal Tümeni ile ilerlemelerini durdurur.
    1 Haziran 1915
    Çanakkale savaşlarında gösterdiği büyük başarılardan dolayı rütbesi albaylığa yükseltilir
    9 Ağustos 1915
    Mustafa Kemal Anafartalar Grup Kumandanlığına getirilir.
    1 Nisan 1916
    Çanakkale savaşları zaferlerimizle bittiğinden Diyarbakır'daki kolordunun komutanlığına tayin edilmiştir. Oraya giderken Tuğgeneralliğe terfi eder.
    6-7 Ağustos 1916
    Mustafa Kemal Bitlis ve Muş'u düşmandan geri alır. Bu başarısı üzerine 2. Ordu komutanlığına atandı.
    31 Ekim 1918
    Mustafa Kemal Yıldırım Orduları Grup Kumandanı olur.
    30 Nisan 1919
    Mustafa Kemal Erzurum'da bulunan Dokuzuncu Orduya geniş yetkilerle Müfettiş olarak atanır.
    16 Mayıs 1919
    Mustafa Kemal İstanbul'u terkeder. İstanbul'dan 3. Ordu Müfettişliği göreviyle Bandırma vapuruyla gider.
    19 Mayıs 1919
    Mustafa Kemal Samsun'a ayak basar.
    21 Mayıs 1919
    Erzurum'daki 15.Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa ile temas eder
    23 Mayıs 1919
    Ankara'daki 20. Kolordu Komutanı Ali Fuat Paşa ile temas eder
    28 Mayıs 1919
    Türk Milletini işgallere protesto için mitingler yapmaya davet eder
    3 Haziran 1919
    Doğu vilayetlerinde bir Ermeni Hükümetinin kurulması ve İngiliz himayesi fikirlerine karşı olduğunu beyan eder
    21 Haziran 1919
    Yurdun bağımsızlığını kurmak için Türk Milletini kendisiyle birlikte çalışmaya davet eden tarihi beyannameyi yayınlar
    8 Temmuz 1919
    Mustafa Kemal gerek Üçüncü Ordu Müfettişliği görevinden gerekse ordudan istifa eder.
    23 Temmuz 1919
    Mustafa Kemal Erzurum Kongresi Başkanlığına getirilir. Erzurum Kongresinde millet iradesine dayanan bir millet meclisiyle kuvvetini, gene millet iradesiyle oluşan bir hükümetin kurulması lüzumunu ilk hedef olarak ilan eder.
    4 Eylül 1919
    Mustafa Kemal Sivas Kongresi Başkanlığına getirilir. Sivas Kongresinde yurdun muhtelif bölgelerinde kurulmuş olan müdafaa cemiyetlerini Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adı altında birleştirip bütün millet kuvvetlerini bir elde idare etmek imkanını sağlar.
    11 Eylül 1919
    Çalışmalarını bitiren Sivas Kongresi delegeleri tarafından seçilen Temsil Heyeti Başkanlığına getirilir
    15 Eylül 1919
    Temsil Heyeti, Türk Milletinin yetkili makamı olarak ilan edilir
    7 Aralık 1920
    Temsil Heyeti ile birlikte Ankara'ya yerleşir ve bu şehri milli harekatın merkezi yapar
    27 Aralık 1919
    Mustafa Kemal İcra Heyeti ile Ankara'ya gelir.
    23 Nisan 1920
    Mustafa Kemal Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisini açar ve bu meclise başkan seçilir.
    11 Mayıs 1920
    Mustafa Kemal İstanbul hükümeti tarafından ölüme mahkum edilir.
    5 Ağustos 1921
    Mustafa Kemal Büyük Millet Meclisi tarafından Başkumandan olarak atanır.
    23 Ağustos 1921
    Türk birliklerinin Mustafa Kemal tarafından yönetildiği Sakarya savaşı başlar.
    19 Eylül 1921
    Sakarya Zaferinden altı gün sonra Büyük Millet Meclisi, Mustafa Kemal'e Mareşal rütbesi ile Gazi ünvanını verir.
    26 Ağustos 1922
    Gazi Mustafa Kemal Büyük Taarruzu Kocatepe'den yönetmeye başlar.
    30 Ağustos 1922
    Gazi Mustafa Kemal Paşa Dumlupınar savaşını kazanır.
    1 Eylül 1922
    Türk Ordularına "İlk hedefiniz Akdeniz'dir, İleri!" emrini verir
    10 Eylül 1922
    Gazi Mustafa Kemal İzmir'e girer.
    1 Kasım 1922
    Büyük Millet Meclisi, Gazi Mustafa Kemal'in Hilafetin kaldırılması Yönündeki önerisini kabul eder.
    14 Ocak 1923
    Mustafa Kemal'in annesi Zübeyde Hanım İzmir'de vefat eder.
    29 Ekim 1923
    Türkiye Cumhuriyetinin ilan edilmesi ve Gazi Mustafa Kemal'in ilk Cumhurbaşkanı seçilmesi.
    24 Ağustos 1924
    Gazi Mustafa Kemal İstanbul Sarayburnu'nda ilk kez şapka giyer.
    9 Ağustos 1928
    Gazi Mustafa Kemal Sarayburnu'nda yeni Türk Alfabesi ile ilgili konuşma yapar.
    3 Mart 1924
    Cumhuriyet rejiminin Türkiye'de kökleşip yerleşmesi için şart olan hilafetin kaldırılmasını sağlamıştır. Aynı yıl içerisinde medreseleri kapattırarak milli eğitim alanındaki birliği sağlama yolunu açmıştır. Gene bu suretle laik ve modern esaslara göre eğitim ve öğretim yapan müesseselerin kurulmasına zemin hazırlamıştır.
    1 Mayıs 1924
    Orta Çağın dini hukuk geleneklerine göre çalışan Şer'iye mahkemelerini kaldırdı
    26 Ağustos 1924
    Milli sermayeyi çoğaltmak özel teşebbüsleri teşvik ederek kurmak ve Türk bankacılığını geliştirmek amacıyla İş Bankasını kurdu.
    5 Mayıs 1925
    Memlekette modern çiftçiliği geliştirmek maksadıyla yapılacak teşebbüslere bir örnek olmak üzere kendi parasıyla bir Orman Çiftliğini kurdurdu
    1925
    Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması ile ilgili kanun kabul edilerek batıl inanç ve taassup yatakları ortadan kaldırıldı
    25 Aralık 1925
    Medeni kıyafeti getirdi
    26 Aralık 1925
    Miladi takvim ve modern saat ölçüsünü değiştiren kanun kabul edildi
    17 Şubat 1926
    Türk Medeni Kanununun kabul edilmesiyle Türk milleti ümmet devrinden çağdaş medeniyete geçirildi
    1 Kasım 1928
    Çıkarılan bir kanunla Türk Milletinin kolayca okuyup yazmasını temin edecek olan yeni Türk alfabesi kabul edildi.
    12 Nisan 1931
    Gazi Mustafa Kemal Türk Tarih Kurumunu kurar.
    12 Temmuz 1932
    Gazi Mustafa Kemal Türk Dil Kurumunu kurar.
    29 Ekim 1933
    Cumhuriyet'in 10.yıl nutkunu yazar ve okur
    16 Haziran 1934
    Büyük Millet Meclisi bir yasa geçirerek Gazi Mustafa Kemal'e "******" soyadını verme kararı alır.
    1934
    Kasım ayında Türk kadınına siyasi hakları tanıyan yasa çıkarıldı. Avrupa'da baş gösteren siyasi buhran karşısında Balkan Antantının kurulmasında en önemli rolü oynadı.
    1936
    Montrö Antlaşması ile boğazların tahkiminin sağlanmasını temin etti. Sadabat Paktıyla memleketimiz için gerekli güvenlik tedbirlerinin alınmasında nazım rol oynadı.
    4 Temmuz 1938
    Türkiye'nin ayrılmaz bir parçası olan Hatay'ın bağımsız bir Türk devleti olmasını sağlamıştı ki bu vatan parçası ölümlerinden sonra Anavatan'a katılmak imkanını bu sayede buldu.
    10 Kasım 1938
    ****** perşembe sabahı saat 9.05'te hayata gözlerini yumdu. Türkiye yasa boğuldu...
    19 Kasım 1938
    Cenazesi ulusal egemenliğin simgesi olarak kurduğu başkent Ankara’ya getirildi.
    21 Kasım 1938
    Türkiye’nin her yerinden Ankara’ya koşan halk ulu önderin cenazesini büyük bir törenle Etnoğrafya Müzesi’nde hazırlanan geçici kabrine uğurladı.
    10 Kasım 1953
    Ölümünün on beşinci yılında da, büyük bir törenle Anıtkabir'e aktarıldı.
    Türk Gençliğine Hitabesi
    Ey Türk Gençliği!
    Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
    Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş,
    bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
    Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
    Mustafa Kemal ******
    20 Ekim 1927
    Büyük ******' ün Bursa Nutku
    Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
    Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, "Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir" diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, "demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek"
    Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, "ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir."
    İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği!
    Mustafa Kemal ******
    Bursa, 5 Şubat 1933
    Onuncu Yıl Nutku
    Türk Milleti!
    Kurtuluş savaşına başladığımızın 15'inci yılındayız. Bugün cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır.
    Kutlu olsun!
    Bu anda büyük Türk milletinin bir ferdi olarak bu kutlu güne kavuşmanın en derin sevinci ve heyecanı içindeyim.
    Yurttaşlarım!
    Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, Temeli, Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyetidir. Bundaki muvaffakiyeti Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak azimkarane yürümesine borçluyuz. Fakat yaptıklarımızı asla kafi göremeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz. Yurdumuzu dünyanın en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi en geniş refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Milli kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız. Bunun için, bizce zaman ölçüsü geçmiş asırların gevşetici zihniyetine göre değil, asrımızın sürat ve hareket mefhumuna göre düşünülmelidir. Geçen zamana nispetle, daha çok çalışacağız. Daha az zamanda, daha büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak olacağımıza şüphem yoktur. Çünkü, Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir. Çünkü Türk milleti milli birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü, Türk milletinin yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir.
    Şunu da ehemmiyetle tebarüz ettirmeliyim ki, yüksek bir insan cemiyeti olan Türk milletinin tarihi bir vasfı da, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Bunun içindir ki, milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, fıtri zekasını, ilme bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini, milli birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek inkişaf ettirmek milli ülkümüzdür. Türk milletine çok yaraşan bu ülkü, onu, bütün beşeriyete hakiki huzurun temini yolunda, kendine düşen medeni vazifeyi yapmakta, muvaffak kılacaktır.
    Büyük Türk Milleti,
    On beş yıldan beri giriştiğimiz işlerde muvaffakiyet vaat eden çok sözlerimi işittin. Bahtiyarım ki, bu sözlerimin hiçbirinde, milletimin hakkımdaki itimadını sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım. Bugün, aynı iman ve katiyetle söylüyorum ki, milli ülküye, tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milletinin büyük millet olduğunu, bütün medeni alem, az zamanda bir kere daha tanıyacaktır. Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, bundan sonraki inkişafıyla, atinin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır.
    Türk Milleti!
    Ebediyete akıp giden her on senede, bu büyük millet bayramını daha büyük şereflerle, saadetlerle huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim.
    Ne mutlu Türküm diyene!
    Mustafa Kemal ******
    Ankara, 29 Ekim 1933

      Forum Saati Perş. Kas. 21 2024, 18:07